İşte Özünal'ın Erzurumspor sevdalılarının duygularına tercuman olan o yazısı...

 

ERZURUMSPOR YA DA KESKİN BIÇAK!

 

İstanbulspor maçı…

Kaç puan bıraktın Dadaş?

İki…

Boluspor maçı…

Kaç puan bıraktın Dadaş?

İki…

Adanaspor maçı…

Kaç puan bıraktın Dadaş?

İki…

Etti mi sana altı puan…

Bu puanları becerip kotarabilseydin şayet, şu anda tamı tamına 45 puanın olacaktı ve şimdi liderlik koltuğunda paşalar gibi oturuyor olacaktın…

Ama sen ne yaptın?

Yattın da yattın!

Bazen skora yattın, bazen sahada yattın!

İçeride yattın, dışarıda yattın!

Koşmadın, terlemedin, mücadele etmedin!

Göğsünde taşıyor olmakla bile iftihar etmen gereken o arma için elini bir kez olsun vicdanına da koymadın!

Tabi, sen bunları yaparken, hocan da boş durmadı Dadaş!

Senin “Çalamatara-Allah kurtara” diyerek oynadığın futbol yetmiyormuş gibi, onun da bir türlü okuyamadığı maçlar yüzünden işler iyice sarpa sarıp gitti…

Sonuç?

Sonuç ortada…

Koskoca bir sezonu ruhtan, hırstan ve iştahtan uzak bir futbolla geçirdin! 

Belki diyeceksin ki:

- Yarışın yine içerisindeyim, diye…

Doğrudur, yarışın içerisindesin; ama bil ki bu sadece kâğıt üstünde ve de rakiplerinin yaşadığı puan kayıpları sayesindedir Dadaş!

Farkında mısın?

Boğazına çalınmak için bekleyen bıçağın bu hafta gelip tam da sırtına oturdun…

Bundan nasıl kurtulacaksın, söyler misin?

Taraftarın aklıyla alay ederek mi?

Yoksa amatör takımları bile mumla aratacak kadar kötü oyununla mı kurtulacaksın?

Söyler misin, nasıl yapacaksın?

Hatay ya da Giresun deplasmanıyla mı, Akhisar veyahut Altınordu deplasmanıyla mı?

Dur, dur!

Yoksa geldiği günden bu yana şapkadan tavşan çıkarmaya çalışan maharetli hocanla mı başaracaksın bunu?

Biliyor musun Dadaş?

Planın buysa eğer; bilesin ki ölmüşsün, ağlayanın yok!

Haaa!

Eğer dersen ki: 

- Ben bilmem, ağam bilir, diye…

O halde git söyle o ağana:

Bıçak kemiğe dayandı, haberi olsun…

Yooook…

Şayet ağan derse ki:

- Ben bildiğimi okurum…

O zaman ona şu atasözünü de hatırlat sana zahmet!

“İş bilmeyenin elinde ya bıçak kırılırmış ya da masat…”