Taşkesenlioğlu, yaptığı yazılı açıklamada, 15 Temmuz darbe girişimin üzerinden 1 yıl geçtiğini belirterek, “Asker kılıklı darbeci hainler; kendi halkının üzerine, TBMM’ye, Cumhurbaşkanlığı külliyesine, Özel Harekata ve daha bir çok kurumumuza ateş açtı ve bomba attı. O gece 249 şehidimiz, binlerce gazimiz ve 80 milyon yaralımız vardı. O karanlık geceyi aydınlatan yiğitlerimize ve cengâverlerimize binlerce selam olsun. Şehitlerimizin mekânları cennet olsun” diye konuştu.
15 Temmuz kalkışmasının kuşkusuz bu toprakların gördüğü ve göreceği en aşağılık ihanet olduğunu vurgulayan Ak Parti Erzurum Milletvekili Zehra Taşkesenlioğlu, “Ülkesini emperyalizme uşaklık ederek peşkeş çeken FETÖ ve avaneleri, darbe girişiminin duyulmasından itibaren necip milletimiz tarafından bertaraf edilmiştir. 27 Mayıs’ı, 12 Eylül’ü ve 27 Nisan’ları yaşamış, görmüş bu halk, 15 Temmuz’da kahramanca ve dünyada eşi benzeri görülmemiş bir şekilde Türkiye üzerinde oyun oynayanlara “dur” demiştir.
Gökyüzünü güneş nasıl aydınlatıyorsa, liderlerde karanlık geceleri öyle aydınlatırlar. Ve yine o gece büyük bir liderlik örneği göstererek halkın gücünün her şeyin üstünde olduğunu tüm dünyaya haykıran, “vatan darda ; kalkın ey ehli vatan” diye çağrı yapan Sn. Cumhurbaşkanı’mıza kulak veren milyonlar, ülkemizin istiklaline ve istikbaline kast edenlere karşı ölümü öldürerek mücadele etmiştir. Aziz milletimiz Akif’in ifadesiyle; “şüheda fışkıracak toprağı sıksan şüheda, canı cananı bütün varımı alsında hüda, etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.” diyerek 15 Temmuz destanını yazmıştır.
Mülk-i İslam’ın kilidi olan Kadim Şehir Erzurum tıpkı kurtuluş mücadelesinde olduğu gibi 15 Temmuz ikinci kurtuluş mücadelesinde de Aziziye tabyaları gibi dimdik ,palandöken kadar yüce , Yakutiye kadar şanlı ve nene hatun kadar imanlı bir direniş sergilemiştir.
15 Temmuz gecesi milletimizi sokaklara döken unsur ; 1071’de Malazgirt’te, 1453’de İstanbul’da, 1915’de Çanakkale’de, Kut’ul Amare’de ve 1920’de Anadolu’da ortaya konan milli birlik ve beraberlik ruhuydu. Bu milletin köklerinde ve genlerinde olan bu ruhun ortaya çıkacağını tahmin edemeyenler ve bilmeyenler; tankla, topla ve tüfekle bu milleti sindireceklerini sandılar; ancak milletimiz yıllarca planlanan bu hain oyunu bozmuş, Vatan müdafaasının başına bizzat geçmiştir.
15 Temmuz sadece Ankara’nın, İstanbul’un, Bursa’nın değil aynı zamanda Bosna’nın, Şam’ın, Bağdat’ın, Halep’in, Üsküp’ün, Trablusgarp’ın ve Kudüs’ün dirilişiydi.
Bizler, milletimiz ile beraber “Rabia” mızı kendimize şiar edindik. Rabia’mızın birincisi; Tek Millet. Biz, işte tablo burada, tek milletiz. Türk’üyle, Kürt’üyle, Laz’ıyla, Çerkez’iyle, Gürcü’süyle, Boşnak’ıyla, 79 milyon tek millet.
İki; elhamdülillah tek bayrak... “Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır.” Bayrağımızın rengi nereden geliyor? Şehidimizin kanından. Hilal, bağımsızlığımızın ifadesi. Yıldız, şehidimizin ta kendisi.
Ve üç; tek vatan... 780 bin kilometrekarelik bir vatan toprağımız var, Bu vatan toprağımızın üzerinde kimse hesaba girmesin, hesaba girenler bunun bedelini ödediler ve ödemeye de devam edecekler.
Dördüncüsü tek devlet... Türkiye Cumhuriyeti Devleti’mizden başka devlet yok. Hiç kimse devlet içinde devlet kurmaya ve bin yıllık tecrübesi ile yırtarım dağları enginlere sığmam taşarım diyen bu milletin hizmetkarı devletimizi sınamaya kalkmasın.
Cumhurbaşkanı’mızın deyişi ile; Bu Millet varsa biz varız, bu ülke varsa biz varız, bu devlet varsa biz varız, bu bayrak varsa biz varız ve bu ezanlar, salalar varsa evelallah biz hep varız ve her zaman milletimizin yanında, onların hizmetkarı olmaya Allah’ın izniyle ebediyete kadar adayız.
15 Temmuz destanının ardından ülkemizin dört bir yanında, birliğimiz, dirliğimiz ve beraberliğimiz için, bugünümüze , geleceğimize ve demokrasimize sahip çıkma adına 27 gün boyunca demokrasi nöbeti tutan aziz milletimiz önünde bir kez daha saygıyla eğiliyorum.
Konvansiyonel darbeleri örnek alarak; uçaklarla, tanklarla, tüfeklerle milletimizin iradesine ipotek koymak isteyen hainler, Anadolu’nun gücünü anlayamamanın bedelini ödemekle ağır bir şekilde yüzleşmişlerdir. Milletimizi bölmek, devletimizi yıkmak isteyen hainler suni emellerine ulaşamadan, kahraman güvenlik güçlerimiz tarafından derdest edilip, hesap vermek üzere yargı önüne çıkartılmışlardır. Yakın zamanda, mahkemelerimiz haklarında hüküm tesis edecek ve kimsenin yaptığının yanına kâr kalmayacağını gösterecektir. Darbe ile ilgili soruşturmalar devam ettikçe, oyunun nerde kurgulandığı ve hesapların nasıl alçakça yapıldığı bir bir ortaya çıkıyor. Bilenmelidir ki; 15 Temmuzu kim sulandırıyorsa, kim tiyatro diyorsa ve kim kontrollü darbe diyorsa 249 şehidimizin kanı ellerine bulaşmıştır.
Zaman, bu zor durumlardan ders çıkarıp ilerleme zamanıdır. 15 Temmuz’dan itibaren hızlıca toparlanıp ülkemizin bekası için tekrar gece gündüz çalışmaya başladık. Yeni Anayasa değişikliği ve yeni yatırım projeleriyle büyümeye ve kalkınmaya kararlılıkla devam ediyoruz. Bundan sonra “Ömer Halisdemir’in ruhu, Abdullah Tayyip Olçok’un cesareti ve ferasetiyle ekinlerini yakarak F-16’ları durduran Hicabi Bitik kahramanlarımız gibi bizler de canımız pahasına çalışmaya devam edeceğiz.
Şu bir gerçek ki; Ne tarih, ne vicdanlar, ne akıllar ve ne de bizler 15 Temmuz’u unutmadık, unutmayacağız ve unutturmayacağız.” şeklinde konuştu.